Elleriniz karıncalanıp uyuşuyor mu?
Karpal Tünel Sendromu parmak ve ellerdeki sinir sıkışmalarının sonucunda oluşuyor. Bilek yapısı, çalışma koşulları, bazı sağlık sorunları gibi pek çok neden Karpal Tünel Sendromu`nun oluşmasına zemin hazırlıyor…
Beyin ve Sinir Cerrahisi uzmanı Op. Dr. Bahadır AY, yetişkinlerin yaklaşık yüzde ikisinde görülen bu sağlık problemiyle ilgili “Sorun önemsenmez ve tedavisi geciktirilir ise maalesef kalıcı sinir ve kas hasarına neden olabilmektedir” diyor…
Karpal Tünel Sendromu kimlerde görülüyor?
Karpal Tünel Sendromu, el parmaklarımızın hareketini ve duyusunu sağlayan sinirin, bilek seviyesinde sıkışmasıyla ortaya çıkan bir durumdur. Öncelikle başparmak, işaret parmağı, orta parmakta uyuşma ve karıncalanma ile başlar. Daha sonra, elde ve bilekte yanıcı ağrı ile tüm elde güç kaybı ve zayıflık ortaya çıkar. Daha çok orta yaş grubunda görülen bu sorun konusunda kadınlar biraz daha şanssız. Çünkü kadınlarda, erkeklere oranla iki-beş kat daha çok görülüyor. Özellikle 40-60 yaş grubu kadınlarda görülme sıklığı artıyor. Hastaların yüzde 50’sinden fazlasında iki eli birden tutuyor.
Ne zaman hekime başvurulmalı?
Eğer hastada Karpal Tünel Sendromu`nun varlığını düşündürücü belirtiler varsa ve bu sorunlar hastanın gündelik hayatını etkiliyor, uyku düzenin bozulmasına neden oluyorsa, zaman kaybetmeden hekime başvurulmalıdır. İlk adımda nasıl tedavi ediliyor? Hastalığın erken döneminde; el bileği hareketlerinin kısıtlanması, bileklik kullanmak, günlük yaşam aktivitelerini düzenlemek, belli bazı hareketlerden kaçınmak şikayetleri azaltıyor. Bunlara ek olarak alınacak anti-enflamatuar ilaçlar da belirtileri hafifletebiliyor.
Ne zaman cerrahi müdahale gerekiyor?
İlk adımda uygulanan tedaviye rağmen şikayetler devam ediyorsa, hastalığı ilerlemiş kişilerde cerrahi müdahale gerekebiliyor. Başka hastalıklarla karıştırılabilir mi? Karpal Tünel Sendromu, boyun fıtığıyla karışabileceği gibi, sinirlerin dirsek ve daha yukarıda koltuk altında sıkışabildiği başka hastalıklarla da karışabiliyor. Şikayetleri dikkatle dinlemek ve iyi bir muayene, tanıya götüren en önemli basamak oluyor. Ayrıca, elektrofizyolojik testler de tanıya yardımcı oluyor. Bu testlerden, elektromiyografi (EMG) ve sinir ileti hızı çalışmaları (NCV)sıklıkla kullanılıyor.