Asıl üzerinde durulması gereken mesele budur…

Gözümüzden esirgediğimiz geleceğimiz olan çocuklarımızı nasıl koruyacağız?
Sektör, parayı bastırıyor, halkın sempati duyduğu bir sanatçıyı da reklamına katarak ürününün tanıtımını yapıyor. Bu yasal. Buna bir diyeceğimiz yok…
Peki bu yiyecek ve içeceklerin sağlığımıza olumsuz etkilerini başta çocuklarımız olmak üzere toplumumuza yeterince anlatabiliyor muyuz? 
Hayır…
Biz bile bir anne-baba olarak çocuklarımıza yıllarca anlatmakta zorlandık…
‘Bunlar şekerli içecekler, zararlı’ dememize rağmen, bize şu soruyu soruyor: ‘Madem zararlı neden reklamını yapıyorlar?’ 
Hadi cevap ver bakalım…
Bu bilgileri anne-babalar bir yere kadar verebilir. Böylesine reklam bombardımanının yaşandığı bir ortamda anne-baba bilgisi cılız kalır, etkili olamaz.
Yapılan bilimsel çalışmalar da bu durumu ortaya koyuyor…
Nasıl mı?
Bir araştırmaya göre, fast-food restoranların çocukları hedef alan reklâmlarının aileler üzerine önemli etkisi olduğu belirlendi…
3-7 yaş arası 100 çocuk ile bunların ebeveynleri üzerinde gerçekleştirilen araştırmaya göre, çocukların televizyon seyretme süreleri arttıkça fast food restoranlara gitme oranı da o nispette artıyor.
Menülerinde oyuncak hediye eden restoranlar çocuklar tarafından daha çok tercih ediliyor. Çocuğun yatak odasında televizyon olması da bu tür restoranlara gitme oranını etkiliyor.
The Journal of Pediatrics’ te yayınlanan araştırmanın yazarlarından J. Edmond “Anne ve babalara çocuklara reklâmların olmadığı kanalları seyrettirmelerini tavsiye ediyoruz” diyor.
Çocukluk çağı obezitesindeki artışta hazır gıdaların ve fast food restoranların çok önemli yeri var.
Bu konuyla ilgili olarak, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Başkanı Margaret Chan şu tespitlerde bulunuyor:
- Obezite çocuklukta yaşam tarzından değil, çevresel etkiler ve hükümetlerin politikalarından kaynaklanıyor.
- Sağlıksız gıda ve içeceklerin pazarlaması sınırlandırılmalıdır.
- Gıda endüstrisinin halk sağlığı politikalarının oluşturulmasında yer alması sakıncalıdır.
- En büyük zarar, aşırı şekerli içecekler, fazla işlenmiş, yoğun enerjili ve besin değeri düşük gıdaların pazarlanmasından geliyor.
Bence, Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Obezite çocuklukta yaşam tarzından değil, çevresel etkiler ve hükümetlerin politikalarından kaynaklanıyor’ açıklaması yerinde bir tespittir.
Yediğimiz gıdaların, yaşadığımız çevrenin sağlığımız üzerine büyük etkileri bulunmaktadır.
Herkesin, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı bulunduğu Anayasamız tarafından güvence altına alınmıştır. 
Ne diyor Anayasamızın 56’ncı maddesi:
- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.
 Peki öyle mi?