Tweet |
Kanser aşısı akciğer kanserine çare mi?
Akciğer kanseri aşısını bulan Kübalı bilim adamı Prof. Dr. Luis Molina, Sağlık Yazarı Coşkun Bel’e bilgi verdi…
Artık Küba, pürosuyla değil, akciğer kanseri aşısıyla anılıyor…
Antalya’da düzenlenen İmmuno-Onkoloji Kongresi’nde, akciğer kanseri aşısını bulan Kübalı bilim adamı Prof. Dr. Luis Molina ile konuştum…
Bu konu oldukça nazik… Yazılanlar çok önemli. Çünkü umut içinde bekleyen binlerce akciğer kanseri hastası var… Bir de umut tacirleri var elbette…
Kübalı bilim adamını kutlamak lazım… Küba’da kısıtlı imkanlarıyla Akciğer kanserini yenmek için canla başla çalışıyorlar…
Dedim ya konu nazik… Sorularımı da buna göre net sordum… Şu an ülkelerinde uyguladıkları akciğer kanseri aşısı akciğer kanserini önlüyor mu? Akciğer kanseri, bir diyabet hastalığı gibi ne zaman kontrol altına alınabilecek?
Küba, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tavsiyeleri doğrultusunda geniş kapsamlı ulusal bir planı yürürlüğe koyarak, akciğer kanserinde aşı çalışmaları üzerine yoğunlaştı…
Yaklaşık 20 yıldır bu amaçla biyoteknoloji konusunda, önemli yatırımlar gerçekleştirdiler. Dr. Molina, Küba`nın 1 milyar doları araştırma ve geliştirmeye yatırım olarak ayırdığını söylüyor…
Küba bugün 50`den fazla ülkeye ilaç ve aşı pazarlaması yapıyor. Peki biz ülke olarak ne yapıyoruz? Hemen söyleyeyim… İthal edilen ve milyarlarca dolara mal olan son model telefonlarla caka satıyoruz… Yurt dışından ithal edilen son sistem görüntüleme cihazlarına, aşılara, ilaçlara oluk oluk para akıtıyoruz…
Türkiye’de 2013 yılında yaklaşık 2 milyar kutu ilaç satıldığını da belirtmeden edemeyeceğim…
Yani tıbbı teknolojiyi üreten değil, tüketen bir ülke konumundayız…
Neyse gelelim asıl konumuza…
Havana merkezli Moleküler İmmunoloji Merkezi (CIM) tarafından geliştirilen ilk akciğer kanseri aşısı 2008 yılında ruhsatlandırılmış…
İsterseniz gerisini Dr. Molina’dan dinleyelim:
“2013 yılında ise ikinci aşıyı yine aynı merkez geliştirdi ve bu ürün de ruhsatlanarak bugüne kadar 600’ü geçen hastada kullanıldı. Arjantin’de de ruhsatlı olarak 2013 Temmuz ayından bu yana kullanılıyor. Küba`daki tüm kliniklerde ilaç ücretsiz olarak kullanımda bulunuyor. Peru bu konuda Küba hükümeti ile görüşmeye başlayan ilk ülke oldu. Türkiye’de de bu ürünlerle ilgili bilimsel çalışmalar, ilaçların geliştirildiği Moleküler İmmunoloji Merkezi’nden gelen Dr. Tania Crombet tarafından Ocak 2014’de İmmuno Onkoloji Derneği ile gerçekleşen toplantılarda sunuldu ve tartışıldı. Burada üstünde vurgulanması gereken, kanser için evrensel bir aşının olmadığıdır. Şu an için onkolojide uygulanacak aşılar, kanser gelişimini önleyen değil, tedavi edilmesine yardımcı olan aşılardır. Buna `terapötik kanser aşısı` denir. İşlem olarak tümörün kendisi veya bileşenleri, kanserli kişiden alınır, laboratuvar ortamında hazırlanır ve kişiye, bağışıklık sistemini uyarması ve tümörün tanınmasına yardımcı olması amacıyla, tekrar geri verilir. Kendi ürettiklerimizi geliştirmeyi önemsedik. Bu deneyler sadece Küba`da yapılmıyor, farklı ülkelerde de devam ediyor. Bizim oluşturduğumuz fikirler doktorlara öyle bir güven vermiş ki, doktorlar da çalışmalarımıza dünyanın farklı yerlerinden katılmış oluyorlar. Dünyada farklı basın toplantıları yapıldığında genelde yeni bir Kübalı ilaç şirketi kuruldu zannediliyor. Bu böyle değil, bizim amacımız kar değil, kanserli hastaların yaşam sürelerini artırmak. Tabii ki para da kazanmalıyız çalışmaları devam ettirebilmek için ama önceliğimiz kanserli hastaların ömrünün uzatılabilmesi. Kanserli bir hastanın 6 ay ömrünü uzatırsınız ama bu 6 ayda hastaya çok ciddi yan etkiler geliyorsa ve hasta sıkıntı çekiyorsa bu uzatma çok iyi de olmayabiliyor. Küba’da kanser alanında devam eden 10 kanser aşısı çalışması bulunuyor. Bu kanser aşısı çalışmaları tamamen yenilikçi. Sahadaki diğer çalışmaları kopyalamıyoruz. Kendi fikirlerimizle ilerliyoruz. Tek başımıza değiliz. Bu deneyler Avrupa’da, Latin Amerika’da ve Asya’da da devam ediyor. Asıl amaç sağ kalımı artırmak..”
Değerli okular, Dr. Molina, şu an için onkolojide uygulanacak aşıların kanser gelişimini önleyen değil, tedavi edilmesine yardımcı olan aşılar olduğunu hassasiyetle vurguluyor…
Şu anki gelinen nokta, bu aşıların sağ kalımı artırmaya yönelik olmasıdır. Tabii bu bile önemli bir gelişme…
Buradaki hedef, kanser hücrelerini kontrol altına alarak, insan yaşamını uzatmak…
Tıbbi teknoloji hızla ilerliyor. Gün gelecek buda mümkün olacak. Nasıl şeker hastalığı ilaçlarla kontrol altına alınıyorsa ve hastalar çok uzun yıllar bu hastalıkla yaşıyorsa; aşılarla ilaçlarla kanser hastalığı da kontrol altına alınacak.
Bu bağlamda Dr. Molina’ya şu soruyu sordum: Siz akciğer kanserlerinin tedavisi üzerine önemli çalışmalar yapıyorsunuz… Bu çalışmalar ışığında söyleyebilir misiniz, Akciğer kanseri, bir diyabet hastalığı gibi ne zaman kontrol altına alınabilir?
Bu sorumun ardından Dr. Molina önce durakladı… Gözlüğünü düzeltti… Birkaç saniye sonra cevabı şu oldu: 30 yıl.