Marmara depreminin üzerinden 11 yıl geçti. Peki ders aldık mı? Ne gezer! Riskli bölgelerdeki konutların yüzde 95’i depreme dayanıksız. Güçlendirilmesi gerekiyor…

Elazığ depremi felaketlerden ders almadığımızı bir kez daha ortaya koydu. Richter ölçeğine göre 6 büyüklüğündeki orta karar bir deprem bile onlarca can alabiliyor…

Sadece konutlar mı? İşin garip yanı; olası depremde vatandaşın yaralarını saracak olan kamu hastaneleri de büyük bir tehlikenin içinde. İstanbul’da hizmet veren yaklaşık 50 hastanenin depreme dayanıklı olmadığı yani çürük olduğu devletin resmi kurumlarının raporlarıyla belgelendi.
 
Raporla çürük olduğu belgelenen bir sağlık kurumumuzda, Haydarpaşa Numune Hastanesidir. Raporlara göre, olası bir depremde, 12 bloktan oluşan bu kamu hastanemizin 10 bloğu yıkılacak. Bu kurumumuzda 2 bin sağlık personeli görev yapıyor. Yatarak tedavi gören yüzlerce hastayı da göz önünde bulundurursak eğer, yaşanacak felaketin boyutunu siz de tahmin edersiniz…
 
Şimdiden yıkılmaya başladı
 
Felaket kapıyı çalmadan bu hastanemizin bazı bölümleri şimdiden dökülmeye başladı bile. Dahiliye servislerinin bulunduğu blokların bazı kolonları kırıldı. Mutfak bölümünün bulunduğu binanın iki kolonu da büyük bir gürültüyle patladı. Allahtan o an yemekhanede kimse yoktu…
 
Haydarpaşa Numune Hastanesi’nin hazin bir hikayesi var. Hastane bahçesine depreme dayanıklı 400 yataklı hastane yapılacaktı. Yeni hastane projesi hazırlanarak, 2005 yılında yatırım programına alındı. Hastane yapımı için Sağlık Bakanlığı’ da 20 milyon lira ayırdı. Ancak, belediye ne hikmetse yeni yapılacak hastaneye, İstanbul Sağlık Müdürlüğü’nün ısrarlı yazılarına rağmen imar planı hazırlamadı.
 
Geçen süre içinde de Sağlık Bakanlığı hastane için ayırdığı ödeneği iptal etti. Sizin anlayacağınız depreme dayanıklı 400 yataklı hastane projesi hayalden öteye gidemedi. Şimdi soruyorum… Olası bir depremde bu vahim durumun hesabını kim verecek?
 
SÖZCÜ
14 Mart 2010