Eski alışkanlık olsa gerek. Cep telefonumu gece geç saatlere kadar açık tutuyorum. Genelde hoş haberler gelmez gece gelen telefonlardan. Önceki gece yine öyle oldu. Acı acı çaldı telefonum gece yarısı…

 
Telefondaki feryadı aynen aktarıyorum:

“İyi geceler Coşkun Bey. Telefon numaranızı arkadaşınız  H.K. dan aldım. Sizin yardım edebileceğinizi söyledi. Şu an Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ndeyiz. Ağabeyimiz büyük bir kaza geçirdi. Buradaki doktorlar gerekli tedavilerini yapıyorlar. Ancak, yoğun bakım yatağına ihtiyaç duyulabilirmiş. Burada boş yatak yokmuş. Hazırlıklı olmamızı istediler. Bu saate kadar en az 5-6 tane devlet hastanesini gezdik ama boş bir yatak bulamadık. Özel hastanelere gittik. Yalnız bir geceliği bin 500 liradan başlıyormuş. Bu parayı ödeyecek gücümüz yok. Lütfen yardım edin bize.”
 
Böyle diyaloglar hep içimi acıtır, yakar derinden derine. Bu ülkede karayan bir yaradır “yoğun bakım yatakları”nın yetersizliği. Hastane zengini İstanbul ilinde bile, kamu hastanelerine ait yeni doğan, çocuk, erişkin, koroner yoğun bakım yatak sayılarının toplamı 993 tür.
 
Sağlık Bakanlığı, hastanelere her yıl milyonlarca dolar akıtmasına rağmen hala yoğun bakım yatağı sorununu çözemedi.
 
Vatandaş sürünüyor
 
Trafik kazalarında, ağır travmalarda ve ciddi hastalıkların tedavisinde yoğun bakım yataklarının hayati önemi bulunuyor. Birçok yaşam, yoğun bakım yatakları sayesinde hayata tutunuyor. Yaşam kurtarmada önemli rol oynayan yoğun bakım ünitelerinin yetersizliği hastane kapısına düşen vatandaşımızı ciddi anlamda zora sokuyor…

Siz bakmayın yetkililerin o cafcaflı laflarına. Neymiş efendim. Özel hastaneler, acil servise gelen ve yoğun bakıma yatan hastalardan fark ücreti almayacakmış. Siz onu külahıma anlatın beyler. Alıyorlar alıyorlar, hem de çatır çatır alıyorlar.
 
Sağlık Bakanı Recep Akdağ’a soruyorum. Madem bu konuda kararlı ve de samimisiniz. Niye vatandaşa hastane hastane boş yatak arattırıyorsunuz?  Her hastanede bu işlerle ilgili bir eleman görevlendirin. Boş yatağı hastalara bu kişiler temin etsin.
 
Domuz gribinin etkisini gösterdiği şu günlerde, yoğun bakım ünitelerinde tedavi gören hastaların sayılarının oldukça yüksek olduğunu da hatırlatmak isterim. Ne diyelim?
 
Allah kimseyi hastane kapılarında çaresiz bırakmasın!
 
SÖZCÜ
20 ARALIK 2009