Bugun...



Aşk beyinde başlıyor, beyinde bitiyor

Prof. Dr. Derya Özsavcı aşkın kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu olmadığını belirtiyor...

facebook-paylas
Tarih: 04-03-2025 13:57

Aşk beyinde başlıyor, beyinde bitiyor

Aşk beyinde başlıyor, beyinde bitiyor

Prof. Dr. Derya Özsavcı aşkın kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu olmadığını belirtiyor...

İstanbul Atlas Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen Aşkın Muhteşem Biyokimyası Semineri’nde Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Biyokimya/Temel Bilimler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Derya Özsavcı, aşkın kesinlikle kalp ile ilgili bir duygu olmadığını belirterek “Aşk tamamen beyinde başlıyor, beyinde bitiyor. Aşkın süreci, beyin tarafından üretilen nörokimyasallar, nörotransmitterler, vücudun endokrinolojik sistemi tarafından üretilen hormon ve kimyasalların birbiriyle karışık dansıyla üretilen bir süreç” dedi ve ekledi:

 

Aşkın kalple hiçbir ilgisi yok

"Aşk tamamen beyinde başlıyor, beyinde bitiyor. Aşkın süreci, beyin tarafından üretilen nörokimyasallar, nörotransmitterler, vücudun endokrinolojik sistemi tarafından üretilen hormon ve kimyasalların birbiriyle karışık dansıyla üretilen bir süreç. Aşk oyunu denilen şeyde etkili olan vücudumuzun orkestra şefi hormonlar. Aşkın muhteşem bir biyokimyası var.

 

Beyin aşka çocukluktan itibaren hazırlanıyor

Beyin  aşka çocukluktan itibaren hazırlanıyor. Beyin aşk hormonlarını üretmeden önce doğa bizi aşka hazırlar. Çocuklukta bilinçaltında mükemmel kadın ve mükemmel erkek imajı oluşur. Anne-baba-arkadaş-olaylar-çevre-iz bırakmış pek çok kişinin etkisi ile kafamızda mükemmel kadın ve erkek imajı oluşuyor. Hazırlık sonrasında vakti geldiğinde artık bilinçaltımızda tamamen modellenmiş olan tipe en yakın olan ile karşılaştığımızda dünya birden duruverir ve aşık oluruz.

 

İlk görüşte aşk var mı?

Bilimsel çalışmalara göre ilk görüşte aşk var. Çalışmalar diyor ki, bir kişi değişik etmenlerle dopamin, testosteron, serotonin ve noradrenalin düzeyleri aniden artarak 100 milisaniyede normalde ilgisini çekmeyecek birine ilk görüşte aşık olabilir.
Serotonini hücre içinde taşıyan proteini kodlayan genin uzun ve kısa olmak üzere iki formda bulunuyor. Kısa forma sahip olanlar aşklarını daha ateşli yaşıyor. Daha sık ve kolay aşık oluyor. Uzun form sahipleri, daha oturaklı, duygularını belli etmeyen bir aşk seçmeye meyilli oluyor.

 

Erkekler ilk görüşte aşkı daha çok yaşıyor

Erkeklerde görselliğin olduğu alanlar beyinde daha hareketlidir. Bu durum erkeklerin kadınlardan daha çok, ilk görüşte aşık olduklarını göstermektedir. Çalışmalara göre erkekler, kadınlara göre daha çabuk aşık olmaktadır. Çalışmalar kadınların tam aşık olma süresinin 15 gün, erkeklerde ise sadece 8 saniye olduğunu ortaya koymuştur.
Çalışmalar tüm kalbinizle aşık olduğunuz birini unutmanın 15 ay 27 gün sürdüğünü söylüyor.
Aşkın biyokimyasının 6 ay 18 ayla 3 yıl arasında doruk seviyesine erişiyor. Sonra yavaş yavaş hormonlar inmeye başlıyor.  Sonuç olarak ilişkinin dinamiği, hormonların yarattığı etkiler, oksitosin ve vazopressinin  seviyeleri, sonrasında belki ailenizden ve çevrenizden aldığınız karakter yapınızla aşk ya sürüyor ya da bir yerde bitebiliyor.

 

Sosyal ilişkisi düşük kişilerin hastalık riski yükseliyor

Amerikan Epidemiyoloji Dergisi’nde yayınlanan 30-69 yaşları arasında 5 bin yetişkinle yapılan bir araştırma sonuçlarına sosyal ilişkisi düşük ya da evli olmayanlarda hastalık ve ölüm riskinin yüksek olduğunun ortaya çıktmıştır. Kılıçal ve arkadaşlarının yaptığı bir başka araştırmada, sosyal izolasyon ve sevgi eksikliğinin her iki cinsiyette kalp hastalıklarından ölüm için önemli bir risk faktörü olduğu belirtiliyor. Sevgi/romantik ilişkilere sahip olanların Alzheimer, diyabet, baypas sonrası ölüm riskinin az olduğu ortaya çıkmış.

 

Annenin stresi, bebeğin geleceğini etkiliyor

Yaşam boyu stres ve olumsuz deneyimler yaşayan anne adaylarının bebeklerinde henüz anne karnındayken oksitosin ve vazopessin denilen bağlılık hormonlarının metilasyona uğradığı tespit edilmiş. Metilasyon bazen iyi bazen kötü sonuçlara yol açabilir. Bunun sonucunda da oksitosin reseptörlerinin baskılandığı, vazopressin reseptörlerinin ise aksine arttığı belirlenmiş. Vazopressin reseptörlerinin arttığı bu bebeklerin ilerdeki yaşamlarında son derece saldırgan aşıklar olduğu tespit edilmiş.” 







Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GENEL SAĞLIK Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
YAZARLAR
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter RSS
YUKARI YUKARI